Table of Contents

Can ve could, İngilizcede sıklıkla kullanılan iki yardımcı fiildir. İlk bakışta anlamları aynı gibi görünse de, nüanslar açısından önemli farklılıklara sahiptirler. Bu blog yazısında, can ve could arasındaki temel farkları inceleyeceğiz ve her birinin ne zaman kullanılacağına dair örnekler sunacağız.



Can

Şimdiki zaman yetenek, beceri veya izin ifade etmek için kullanılır. Örneğin;

I can speak Turkish.
(Türkçe konuşabilirim.)

She can play the piano.
(Piyano çalabiliyor.)

Can I borrow your pen?
(Kalemini ödünç alabilir miyim?)


Could

  • Geçmiş zaman yetenek, beceri veya izin ifade etmek için kullanılır,
  • Geçmişte yapılmış bir isteği veya arzuyu ifade etmek için kullanılabilir.
  • Gelecekteki bir durumu veya olasılığı ifade etmek için kullanılabilir,
  • Daha nazik ve resmi bir rica formu oluşturmak için kullanılabilir,
  • Hayalî veya varsayımsal durumları ifade etmek için kullanılabilir.

I could speak French when I was a child.
(Küçükken Fransızca konuşabiliyordum.)

It could rain tomorrow.
(Yarın yağmur yağabilir.)

Could you please open the door?
(Kapıyı açabilir misin?)


Özetle

  • Can: Şimdiki zaman yetenek, beceri veya izin, gelecekteki olasılık (daha az yaygın) ve geçmişte yapılmış bir isteği veya arzuyu ifade etmek için kullanılır.
  • Could: Geçmiş zaman yetenek, beceri veya izin, gelecekteki olasılık, daha nazik ve resmi bir rica formu, geçmişte yapılmış bir isteği veya arzuyu ve hayali veya varsayımsal durumları ifade etmek için kullanılır.

Umarım bu blog yazısı can ve could arasındaki farkları anlamanıza yardımcı olmuştur. Herhangi bir sorunuz varsa, yorumlarda sormaktan çekinmeyin!