Table of Contents
Believe kelimesi ne anlama geliyor? “Believe ” kelimesi Türkçe’de “İnanmak” anlamına gelmektedir. “Believe ” kelimesi “/bɪˈliːv/” şeklinde telaffuz edilir. “Believe ” kelimesinin İngilizce açıklaması “Being sure that something is true or that someone is telling the truth” olarak tanımlanabilir. “Believe ” kelimesinin seviyesi A1 (Beginner) seviyesidir.
| A1 Verb (Fiil) | Believe (İnanmak) |
| English Meaning (İngilizce Anlamı) | Being sure that something is true or that someone is telling the truth |
| Turkish Meaning (Türkçe Anlamı) | Bir şeyin doğru olduğundan veya birinin doğruyu söylediğinden emin olmak |
Example Sentences (Örnek Cümleler)
| Positive (Olumlu) | I believe in the power of positive thinking. (Olumlu düşünmenin gücüne inanıyorum.) |
| Negative (Olumsuz) | He does not believe in superstitions. (Batıl inançlara inanmaz.) |
| Question (Soru) | Do you believe in love at first sight? (İlk görüşte aşka inanır mısın?) |
Synonyms and Antonyms (Eş Anlamlılar ve Zıt Anlamlılar)
| Synonyms (Eş Anlamlılar) | Accept, Trust, Have faith in, Count on |
| Antonyms (Zıt Anlamlılar) | Doubt, Distrust, Disbelieve, Reject |
Tenses Examples (Zamanlara Göre Örnekler)
Believe Simple Present Tense Örneği
📌 do/does + V1
I believe in the power of positive thinking.
(Olumlu düşünmenin gücüne inanıyorum.)
Believe Simple Past Tense Örneği
📌 did + V2
He believed in the existence of ghosts when he was a child.
(Çocukken hayaletlerin varlığına inanırdı.)
Believe Simple Future Tense Örneği
📌 will + V1
They will believe in themselves once they achieve their goals.
(Hedeflerine ulaştıklarında kendilerine inanacaklardır.)
Believe Simple Present Continuous Tense Örneği
📌 am/is/are + (V+ing)
They are currently believing in the potential of the new product.
(Şu anda yeni ürünün potansiyeline inanıyorlar.)
Believe Simple Past Continuous Tense Örneği
📌 was/were + (V+ing)
She was believing in the company’s future while she was working there.
(Orada çalışırken şirketin geleceğine inanıyordu.)
Believe Simple Future Continuous Tense Örneği
📌 will be + (V+ing)
By this time next week, they will be believing in the effectiveness of the new system.
(Gelecek hafta bu saatlerde, yeni sistemin etkinliğine inanıyor olacaklar.)
Believe Present Perfect Tense Örneği
📌 have/has +V3
He has always believed in the power of education.
(Her zaman eğitimin gücüne inanmıştır.)
Believe Past Perfect Tense Örneği
📌 had + V3
She had believed in the company’s potential before it went bankrupt.
(İflas etmeden önce şirketin potansiyeline inanmıştı.)
Believe Future Perfect Tense Örneği
📌 will +have+V3
By the end of the year, they will have believed in the value of teamwork.
(Yıl sonunda, ekip çalışmasının değerine inanmış olacaklar.)
Believe Present Perfect Continuous Tense
📌 have/has + been + (V+ing)
They have been believing in the potential of the new strategy for months.
(Aylardır yeni stratejinin potansiyeline inanıyorlar.)
Believe Past Perfect Continuous Tense Örneği
📌 had + been + (V+ing)
By the time they left, we had been believing in their commitment to the project for years.
(Ayrıldıklarında, projeye olan bağlılıklarına yıllardır inanıyorduk.)
Believe Future Perfect Continuous Tense Örneği
📌 will + have + been + (V+ing)
She will have been believing in the team’s abilities for a long time by then.
(O zamana kadar takımın yeteneklerine uzun süredir inanıyor olacak.)
